GODOT’YU BEŞ GEÇE


Mankimin isteği üzerine, mankim için, mankisinden, mankisine naif buseler eşliğinde….



Hiçinci perde


- Hanımefendiler, beyefendiler hoş…
- …geldiniz!
- Geçin geçin daha başlamadı
- Birazdan başlayacak
- Yerleşin rahat edin
- Yalnız başladıktan sonra yiyecek şapırdatmayın içecek höpürdetmeyin
- Efendim bir oyunumuz var birazdan başlayacak
- Buyursunlar buyursunlar. Evet herkes geldi mi? Pek ala pek ALA!
- Hanımefendiler, beyefendiler hoş…
- Geldiniz
- Efendim az evvel de ifade buyurduğum üzre bir oyunumuz var adı Godot’yu beş geçe
- Oyuna başlamadan önce oyunla ilgili ön bilgi vermek istiyorum
- Ön bilgi deyince pek tabi…
- Bu ön neyin önü?
- Oyunun önü mü?
- Değil gayet tabi
- Oyun, zira… önü ve arkası olan bir şey değildir doğası itibariyle.
- Oyunun…
- Önü ve arkası olmaz!
- Oyunun başı ve sonu olur
- Yani!
- Sahnenin önü ve arkası olur ama benim bahsettiğim ön sahnenin önü…
- De değil.
- Pek tabi.
- Efendim ön bilgi deyince kastettiğim önden biraz bilgi vermek.
- Neyin önünden?
- Sahnenin önünden.
- Pek tabi!
- Hanımefendiler beyefendiler hoş…
- Geldiniz!
- Neyse lafı dolandırmayayım…
- Ki… laf dolanabilecek bir şey değildir hattı zatında ve doğası itibariyle
- Ya dolanan ne dir?
- Söylenen lafın temas ettiği mevzu dolanır ki..
- Mevzu da aslında dolanabilecek bir şey değildir doğası itibariyle.
- Asıl olay mevzu bahis şey anlatılırken varılmak istenen noktaya sözün arka sokaktan dolanarak gelmesi durumundan başka bir şey değildir.
- Neyse efendim lafı uzatmayayım ki…
- Laf aslında uzamaz. Lafı söyleyen uzun söyleyebilir.
- Sözü uzatabileceği gibi mevzuyu da dolandırabilir.
- Pek tabi
- Neyse efendim…
- Hanımefendiler, beyefendiler…
- Lafı, sözü uzatmadan, mevzuyu dolandırmadan, anlatmak istediğim şey ayağıma dolaşmadan ki…
- Evet!
- Size oyun hakkında kısaca bilgi vermek isteğindeyim.
- Oyun hakkında bilgi kısaca verilmeli zaten.
- Öyle uzun uzadıya bilgi vereceksek oyuna…
- Ne gerek var?
- O zaman hiç oyun oynamayalım oyun hakkında uzun uzun bilgi verelim olsun bitsin
- Burada da toplanmayalım.
- Biz oyun hakkında uzun bilgileri yazalım siz de alın okuyun.
- De hadi siktirin gidin!!!
- Olur mu öyle saçma şey yav?
- Olmaz!
- Pek tabi!
- Bir oyun yazdık onu sahneye koyduk
- Bunun rejisi var, oyuncusu var, dekoru var, kılı var, tüyü var.
- Neyse efendim lafı uzatmadan, dolandırmadan, dallandırıp, budaklandırmadan…
- Hanımefendiler, beyefendiler…
- Öncelikle…
- Hoş…
- Geldiniz!
- Bir oyunumuz var.
- Adı Godot’yu Beş Geçe.
- Hemen size oyun hakkında kısaca bilgi vereyim.
- Efendim oyunumuz şey hakkında.
- Ne hakkında olduğuna geçmeden önce…
- Yani o şeyin…
- Ne!
- Olduğunu anlatmadan…
- Önce!
- Birtakım hususlara temas etmekte sonsuz fayda var.
- Nedir o hususlar?
- İşte orada sıkıntı var.
- Şimdi!
- Oyun hakkında size önden…
- Daha doğrusu baştan biraz kısaca bilgi vermeliyim.
- Lakin.
- Bu bilginin kısalığı ve uzunluğu ve bu bilginin nelere temas etmesi gerektiği gibi noktalar benim için biraz muğlak.
- Neden diyecek olursanız?
- Şöyle ki…
- Ben sizin ne bilip ne bilmediğinizi bilemem ki…
- Yaaa…
- Oyun hakkında size bilgi verirken eğer sizin zaten bildiğiniz bir şeyi söylersem size bilgi vermiş olmam.
- Ve eğer…
- Size bir bilgi vermeyeceksem…
- Ben!...
- Burada ne diye konuşuyorum?
- Hepinizin de aynı derecede bilgi sahibi olmadığını düşünürsek verilecek bilginin dozunu çok iyi ayarlamak lazım geliyor.
- Neyse efendim lafı dolandırmadan, sözü uzatmadan…
- Hanımefendiler, beyefendiler…
- Öncelikle hoş…
- Geldiniz!
- Sonralıkla,
- Bir oyunumuz var adı Godot’yu Beş Geçe.
- Öncelikle ve sonralıkla arasında ortalıkla size oyun hakkında biraz ve kısaca ama herkesi için de faydalı olacak şekilde bilgi vermek niyetindeyim…



Üç nokta

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder