Misal bugün kendimi bazı bazı ne gibi hissediyorum ya da hissetmiştim üzerine düşündüm. Ciddi ciddi yaptım bunu.
Bazen kendimi bomba gibi hissediyorum.
Zımba gibi hissettiğim de sıklıkla görülür.
Bazen kendimi merdiven gibi hissediyorum.
Bazen de tır kamyonu. Alabildiğine dolu.
Bazen kendimi çıkmaz sokak gibi hissediyorum. Sadece kadınların girip çıktığı.
Bir defasında kendimi cacık gibi hissetmiştim. Hıyar değil ama cacık. Karışmasın.
Bazen kendimi ansiklopedi gibi hissediyorum. Bir sürü gereksiz bilgiyle dolu.
Bir defasında kendimi telefon gibi hissetmiştim. Şimdi neden o zaman öyle hissettim hatırlamıyorum.
Seyrek olmakla birlikte kendimi tam bir dal yaprak gibi hissettiğim de olmuyor değil.
Dönemsel olarak değişen sıklıklarda kendimi yangın hortumu gibi hissetmiyor muyum? İşte ona bayılıyorum.
Bir ara kendimi duvara asılı elek gibi hissetmiştim. Hatta bununla ilgili bir şey de yazmıştım hafızam beni yanıltmıyorsa.
Bazı alkol sabahları kendimi enkaz gibi hissediyorum. O sabahlar işe gitmekten nefret ediyorum. Bence alkol sabahları resmi tatil olmalı.
Bazen de kendimi italik font gibi hissediyorum. Belki duruşuma bile yansıyordur.
Periyodik olarak çimen gibi hissederim kendimi ve fillerden nefret ederim o vakitlerde.
Kendimi soba gibi hissettiğim çok oldu ama hiç klima gibi hissetmedim.
Kendimi tabela gibi de hissettiğim anlar yok değil. Ama ekseriyetle işaret ettiğim yöne sapılmaz. Geri dönüldüğünde de ben artık tabela gibi hissediyor olmam.
Ama kendimi bijon anahtarı gibi hissetmekten nefret ediyorum. Bijon anahtarları sadece ihtiyaç olduğu zaman hatırlanır.
Mesela pasta üstündeki mum gibi hissetmeyi de sevmem. Bir süreliğine pastadan bile önemli. İşin bitince eyvallah baba.
Kalem gibi de hissediyorum. Dikte ettiriliyorum.
Şimdi kendimi rüzgar çanı gibi hissediyorum. Olmasam da olur. Olmazsa olmaz olsaydım daha iyiydi ya… neyse…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder