Olmadık Şeyler Düşünürken Buluyorum Bazı Bazı Kendimi/4


Hoş ve zarif bir bayanla sahil yürüyüşü… karşıdan gelen üçüncü şahıs ve köpeği. Hzb (Hoş ve zarif bayan) köpeğe yaklaştı ve sevmeye başladı. Bir yandan köpeğin başını boynunu okşayıp çenesinin altını kaşırken bir yandan da köpekle ne tatlı şeysin monologu yaşanmakta. Köpek halinden şikayetçi değil kuyruk sallama eylemiyle de memnuniyetini belli etmekte. Hzb’nin köpeğe olan ilgisi dağılıp sahibesiyle sohbete başlayınca hayvan biraz beni koklayıp ağlamaklı ve yalaka gözlerle (gözlere gel) aynı muameleyi benden talep etmeye başladı. Kırmadım hayvanı o gözleri nasıl kırabilirsin ki zaten -ağlamaklı ve yalaka- ben de kendi meşrebimce sevmeye başladım. Mamafih benim sevme biçimim Hzb’den biraz daha farklıydı. Daha hırpani ve sert seviyordum hayvanı ama bu onun daha çok hoşuna gitti. Oyunbaz oyunbaz hırlayıp ellerimi ısırmaya bacaklarıma dolanmaya başladı. Hzb ve sahibe hanımlar da bizi izliyorlar bu esnada. Biz köpekle samimiyeti ilerletince ben inisiyatif kullanmaya karar verdim ve sahibe hanımdan izin almadan köpeğin tasmasını çözdüm. Biz köpek beyle kah koştuk kah boğuştuk kah hırlaştık akabinde de hanımların yanına döndük. Efendim karşılıklı iyi niyetler sunulup sahibe hanım köpek beyle yoluna Hzb hanımla da ben yolumuza devam ettik. Şimdi efenim köpek gördüğüm zaman severim falan ama köpeklere deli olduğum da söylenemez. Çıldırmıyorum yani bir köpek gördüğümde ve ay ne şeker şeysin sen diye ortalığı da ateşe vermiyorum. Lakin biz köpek beyle daha bir anlaştık daha bir oynadık. O zaman düşündüm dedim ki… içimden diyorum tabi bunları. Dedim ki lan Hayyam aslında lan Hayyam da demedim onu şimdi kendi içimde kendimle bir diyaloga girmişim havası vermek için yazdım. Yoksa insan kendinle lan kendim diye başlayan bir diyaloga girer mi? Velhasılıkelam düşündüm. Kadınlar bize hayvan diyerek ya da çeşitli hayvan isimleriyle bize dair memnuniyetsizliklerini dile getiriyorlar. Şimdi biz zaten hayvansal özellikleri ön planda canlılarız cins olaraktan. Kaba kuvvet, rekabetçi yapı, koruma içgüdüsü falan falan. Hatt-ı zatında da sizin gözünüzde öyle olanımız makbul böyle kaslı maslı tipler rağbette. E şimdi sayın Hzb hanım -bak hanım diyorum- sorarım sana bir hayvan sever olarak zaten hayvansı özelliklerine tav olduğun hayvanları hayvanlıkla itham etmek perhiz ve lahana turşusu diyalektiğine uygun mudur? Bana bir hayvan sever olarak hayvan sevdiğin için sen gelmedin mi şimdi doğam yüzünden beni yargılamak niye? Misal ben insan sever bir canlıyım o yüzden de kaba saba özellikler yerine estetik olarak zarafet içeren özellikteki canlıları tercih ediyorum. Ben hayvanım sen insansın… bir hayvan olan benden hiç gel lan Hzb senlen ortak bi altılı kuponu yapalım talebi aldın mı? Ya da sana mençıstır maçı nolur diye sordum mu? Alnına şaklatıp, parmaklarıma üfletip sonra da ooooh dedim mi? Seninle hiç güreş tuttuk mu cicim? Bak cicim diyorum. Gördüğün üzere senin gibi zarif ve alımlı bir insandan bizim seviyemize inmesini beklemedim ve buna dair talepte bulunmadım. Karşılanmayan bu talepler yüzünden sana tavır almadım seni yargılamadım. Aaa!!! Bak! Dur şimdi dinle ama bir dinle! Ya bi Dakka ya! Hıyarlık müessesesi farklı. Bir bayanı gerçekten geçerli bir mazeretin olmadan yarım saat bekletmek hıyarlığın daniskasıdır. O ayrı. Hıyar bir bitkidir ben bitki miyim? Yok cicim –bak cicim diyorum- yok… yok canım –bak canım diyorum- yok…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder