Basit İşlevsel ve Edepsiz

Tam her türlü donanıma sahip çizgi film karakterleri hakkında kayda değmeyecek en iyi ihtimalle teğet geçecek bir yazı yazmak üzereydim ki aklıma başka bir şey geldi. Değse kaydı da ziyan edecek bu konuda yazmak için kendime kahve bile yapmıştım oysa ki. Ama bir anda aklıma bambaşka bir şey geldi ve onu yazmak üzere sancak yönüne dümen kırdım.

Önce size biraz mesleğimden bahsedeyim. Efendim bendeniz, nükleer radyokimya uzmanıyım. Mesleğimiz gereği, ileri teknoloji sınıfına dahil edilebilecek cihazlar kullanıyoruz. Örneğin 25 megaelektronvolt enerjisinde bir parçacık hızlandırıcısında protonları ışık hızına yakın hızlara ulaştırıp, oksijenin ağır bir izotopundan sentezlenmiş suyu ışınlıyor, ve daha sonra oluşan bu ara ürünle radyokimyasal sentez yapıyoruz. Tüm bu süreçler, zırhlı hücreler içinde tamamen bilgisayar kontrollü sentez reaktörlerinde gerçekleştiriliyor. Gördüğünüz gibi oldukça bilim kurgu bir hede, hödö. Bu mevzuyu herkesin anlayabileceği şekilde basitleştirerek de anlatabilirdim ama sizi konuya biraz da yabancı tutup hadisenin gözünüzde bilim kurgu bir yerde olmasını istediğim için terminolojik bir dille anlattım. Çünkü az sonra anlatacağım şey için bence böylesi daha iyi…

Siklotronlar, sentez reaktörleri, sensörler, radyoaktivite v.s. peki başımız sıkışınca, örneğin bir arıza olduğunda başvurduğumuz alet ne oluyor? Tornavida! Evet arızaları godanilyum impulsatör prosesörleriyle tamir edemiyoruz. Zaten öyle bir alet de yok. Bir anda o ileri teknoloji uçup gidiyor ve bayağı bildiğin marangoz gibi, kaportacı gibi tornavidayı, penseyi, İngiliz anahtarını alıyoruz başlıyoruz söküp takmaya.




Tüm o cihazlar üstün bir zekanın ürünü gibi görünse de aslında deha çok daha yakında gözümüzün önünde. Vida! Tornavida! Ne kadar basit ama ne kadar işlevsel? Nedir temel işlev? İki parçayı gerektiğinde sökülebilecek şekilde bir arada tutmak. Başka alternatifler yok mu? Var tabi ama bu kadar basit, ucuz ve pratik değil. Tarihi de çok eskiye dayanan bir icat vida. Teknolojinin henüz başında icat edilmiş ama, masalardan musluklara, bilgisayarlardan cep telefonlarına, hatta siklotronlara kadar her yerde hala kullanılıyor. Teknoloji neleri devirdi ama vida ve tornavida hala tahtında oturmakta. Uzaya mekik de göndersen bunu kullanacaksın kardeşim.


Uzay mekiği demişken, bu devasa ve yine ileri teknolojinin ürünü olan alete de bir bakalım. Modern çağın Athena’sı Hazreti gogıla sordum, nedir aga bu uzay mekiğinin olayı? Peheyyy!!! Bir sürü bilgi saydı bana. Örneğin, bu devasa araç ademoğlunu fezaya taşımak için 12,5 milyon Newtonluk bir kuvvetle itiyormuş kendini göğe. 2,5 milyondan fazla parçadan oluşuyormuş, saatte 27870 km hızla gidiyormuş. Bilmem kaç bitlik veri hızında uydularla iletişim kurup gökyüzündeki konumunu yüzde bilmem kaç hassasiyetle saniyenin bilmem kaçta birinde hesaplıyormuş falan filan. Aslında fazla söze gerek yok şoförünün şöyle bir yerde oturduğu bir araçtan söz ediyoruz.



Ama bu olağanüstü teknoloji ürünü alet arştan arza döndükten sonra toprağa yüz sürebilmek için yine çok basit ve icadı bin yıllar öncesine dayanan hatta belki de yapılmış ilk icada muhtaç. Tekerlek!



Basitliğin ve işlevselliğin dehası yine karşımızda. Son derece basit bir tasarım. Şekli de oldukça temel. Belki de ilk tekerleği yontan atalarımız güneşten, aydan feyiz almışlardır. Ama torunlarının oralara gittikten sonra yeryüzüne konmak için yine onların bu icadını kullanacaklarını düşünmüşler midir acaba? Tekerlek geometrisi itibariyle basitliği olduğu kadar mükemmelliği de barındırır. Çember, geometrik şekillerin en mükemmelidir. Öklidden Pisagor’a, Ömer Hayamdan Harizmi’ye matematiğin ve geometrinin kurucuları ve yaşamış en büyük dehaları, hayatları boyunca uğraşmışlardır çemberle. Çemberin çevresinin çapına oranını veren pi sayısının sırrı halen daha bir muammadır.

İnsanın yaptığı en karmaşık yapılar, aletler, araçlar ya da cihazlar her zaman en basitlerinin üstünde durmaktadırlar. Bunun nedeni ise doğanın işleyişinin böyle olması. İnsanın doğasına aykırı davranması tabi ki de beklenemez. Nasıl ki teknolojiyi ileri sıçratan icatlar son derece basit ve temel iseler, doğa da canlı yapıları evrim basamaklarında sıçratırken basit ve temel araçlar kullanmıştır. Canlılığın bu kadar çeşitli olmasının nedeni eşeyli üremedir. Yani türün bireylerinin birbirinin genetik kopyası olan yeni yavrular meydana getirmek yerine bireyler arasında gen değiş tokuşu yaparak ilkinden farklı özelliklere sahip yeni bireyler meydana getirmesine dayanan üreme biçimi. Eşeyli üreme yüksek yapılı canlılarda görülen bir üreme biçimidir. Ama tüm eşeyli üreyen canlılar doğada aynı derecede etkin değildir. Örneğin bitkiler; çiçekler tozlaşacak, bu tohumları nektar toplamaya gelecek böcekler alıp başka yerlere taşıyacak o başka yerlerde tohumlar yaşamaya uygun şartlar bulacak büyüyecek ölme eşeğim ölme. Hiç de basit ve işlevsel değil. Üreme sistemleri bu kadar karmaşık ve çetrefilli olduğu için sınırlı hareket kabiliyetleriyle ve değişikliklere dirençsizlikleriyle, edilgenlikleriyle canlılığın efendileri bitkiler değildirler. Besin piramidinin en alt basamağında bulunan bitkiler canlılığın hiyerarşisinde de en alttadırlar. Canlı organizma hiyerarşisinde üst basamaklarda olan canlılar bu konumlarını neye borçludurlar peki? Dedik ya kompleks yapılar basit ve temel araçlar üzerinde yükselir. Peki hayvanların eşeyli üremek için kullandıkları bu basit araç ne? Çük! Evet çük! Penis, pipi, kamış vs, vs bir sürü farklı isimle de anılır. Biz burada çük ismini kullanacağız. Çük tıpkı tornavida gibi son derece basit ve etkili bir tasarımdır. Şekli itibariyle bir çubuktur. İşlevi itibariyle bir boru gibidir. İçindeki kanaldan tohumları bahçeye şırınga ederek en etkin üreme biçimini gerçekleştiren basit bir araçtır. Örneğin balıklarda veya böceklerde durum böyle değildir. Dişi yumurtalarını dışarı bırakır erkek gelir onu dışarıda döller. Yumurtaların az bir kısmı döllenebilme şansı bulur. Döllenen yumurtaların bir kısmını başka canlılar yer. Bu yüzden milyonlarca yumurtadan ancak çok az bir kısmı gelişerek yaşama fırsatı elde eder. Bu yüzden de gelişme adaptasyon ve çeşitlilik yetenekleri zayıftır. Ama çükün varsa durum farklı olasılık çok daha yüksek. Hayvanlar arasında egemenlik çükün etkin kullanımına bağlıdır. İnsana bakalım. İnsan doğada çiftleşme harici cinsel ilişkiye giren tek canlı. Çükün etkin kullanımı işte bu. Dolayısıyla bu davranış ona yılın her mevsimi üreyebilme olanağı sunuyor. Her zaman çiftleşebilir ve yeni yavrular meydana getirebilir. Peki bunu tek başına mı yapıyor? Hayır gayet tabi. Üremek için erkeğin bir dişiye ihtiyacı var. Yani her çük bir kukuya muhtaç. Ama kukunun durumu bu kadar basit değil. Labiası, klitorisi, dölyolu, yumurtalığı, menstürasyonu, siklusu çok karmaşık ve teferruatlı bir hadise kuku. Çok çetrefilli ve bakımı da oldukça zor. Eminim bir kuku sahibi olmak çük sahibi olmaktan çok daha zor ve zahmetlidir. Çük ise basit ve işlevsel. İşte bu yüzden canlılık hiyerarşisinde egemenlik insanda iken insanlar arasında da erkektedir. Basit bir aracı kullandığı için. Pek tabi ulaştığımız bu medeniyet seviyesinde kadın ve erkek eşit olmalı. Hatta sadece kadın ve erkek değil tüm canlılar yaşama ve özgürlük hakları bakımından eşit olmalı ama pratikte durum bu değil. Çükü olan canlılar egemen, onu en etkin kullanan canlılar en egemen. Kabul edelim; nasıl ki en karmaşık araçlar ve yapılar en basit, temel ve etkin araçlar olan vida, tornavida veya tekerlek gibi aletler üzerinde yükseliyorsa, canlılığın egemenliği ve hükmü de çükün taşakları üzerinde yükselmektedir.




107 ocak 2010

01:761

1 yorum:

  1. Make things as simlpe as possible. But not simpler. A. Einstein

    YanıtlaSil