*İmansız gerçekten de dinsizin hakkından gelebilir mi?
*Dinsizin hakkından imansız gelirse imansızın hakkından kim gelir?
*Dinsizle imansızı birbirine düşürmek emperyalistler arasındaki çelişkiden faydalanmaya eşdeğer bir olgu mudur?
*Yoksa dinsizin hakkından imansızı getirmek pis işlerini maşalara yaptırmak gibi mafyavari ve ahlak dışı bir davranış mıdır?
*Dinsizle imansızın mücadelesinden fayda sağlamak etik açıdan ne derece doğru bir davranış biçimidir?
*Dinsizle imansızın ateizm ortak paydasında birleşip bu işten fayda uman kişiye musallat olmaları olasımıdır?
*Böyle bir durumda ikisinin hakkından da satanist mi gelir?
*Dinsizle imansız ittifakı toplumdaki hatların keskinleşmesine ve de cepheleşmeye mi dâlâlettir?
*Böyle bir mücadele, toplumun diğer kesimlerine nasıl yansır?
*İttifaklar toplumdaki eğilimli kesimlerden yandaşlar ve mücadeleye hazır fedailer bulabilirler mi?
*Böyle bir durumda toplum bir iç hesaplaşmaya sahne olur mu?
*Bu süreç tahlil edildiği takdirde bu mücadelenin devrimle sonuçlanabileceği çıkarımını yapmak başarılı bir tahlil olur mu?
*Yoksa imansızın hakkından geleceğini anlayan dinsiz bu durumdaki zararını minimize etmek için mücadeleyi kaypak bir zemine mi taşır?
*Böylesi sinik ve kaypak bir tavır dinsizin karakteriyle bağdaşır mı?
*Hakkından gelmesi için imansızlardan bile medet uman dinci softaların aksine dinsiz durumunu kabullenip imansızla yüzleşmek gibi delikanlılığa yaraşır bir davranış biçimine girebilir mi?
*Bu durumda öz güveni pekişen dinsizin, imansızın hakkından gelmesi mümkün müdür?
*İmansızın hakkından geldiği takdirde dinsiz, nifakçı ve hizipçi, muhafazakar ve kökten dinci kesime yönelip “elim değmişken şunların hakkından da geleyim” gibilerinden idealist bir davranış biçimi benimseyebilir mi?
*Bu lafın ortaya çıkmasına sebep olan iman sahibi kişilerin davranış biçimi savundukları görüşlerle çelişmez mi?
*Ayıp, yazık ve dahî günah değil midir?
*”Dinsizin hakkından imansız gelir” sözündeki “dinsiz” ve “imansız” arasındaki ilişki “Deli kendinden deliyi görünce sopasını saklarmış” sözündeki “deli” ve “kendinden deli” arasındaki ilişkiye benzer midir?
*Atalarımız neden kendi işlerini kendileri görmek yerine “imansız” ve “kendinden deli” gibi karakterlerden medet umarlar?
*Atalarımızın bu davranış biçimi sahip olduğumuz toplumsal miras açısından düşmanımın düşmanı dostumdur görüşünü meşru bir zemine oturtur mu?
*Yoksa “imansız” ve “kendinden deli” toplumun harcanabilir yada feda edilebilir kesimleri midir?
*”İmansız” ve “kendinden deli” toplumumuzda insani açıdan daha mı değersizdir?
*Eğer öyleyse bu medeni bir topluma yakışır mı?
*Yoksa bizim toplumumuzda medeniyetin M’si bile yok mu?
*Toplumun çoğunluğunu oluşturan ve insani değerlere daha fazla sahip çıkması gereken yoksul kesim M bakımından bile fukara mıdır?
*Yoksa bu onun burjuva özentisi karakterinin ve bireysel kurtuluşu arayan köşe dönmeci zihniyetinin bir ürünü müdür?
*Bunun bir sonu var mıdır?
*Varsa nerededir?
*Dinsizin hakkından imansız gelirse imansızın hakkından kim gelir?
*Dinsizle imansızı birbirine düşürmek emperyalistler arasındaki çelişkiden faydalanmaya eşdeğer bir olgu mudur?
*Yoksa dinsizin hakkından imansızı getirmek pis işlerini maşalara yaptırmak gibi mafyavari ve ahlak dışı bir davranış mıdır?
*Dinsizle imansızın mücadelesinden fayda sağlamak etik açıdan ne derece doğru bir davranış biçimidir?
*Dinsizle imansızın ateizm ortak paydasında birleşip bu işten fayda uman kişiye musallat olmaları olasımıdır?
*Böyle bir durumda ikisinin hakkından da satanist mi gelir?
*Dinsizle imansız ittifakı toplumdaki hatların keskinleşmesine ve de cepheleşmeye mi dâlâlettir?
*Böyle bir mücadele, toplumun diğer kesimlerine nasıl yansır?
*İttifaklar toplumdaki eğilimli kesimlerden yandaşlar ve mücadeleye hazır fedailer bulabilirler mi?
*Böyle bir durumda toplum bir iç hesaplaşmaya sahne olur mu?
*Bu süreç tahlil edildiği takdirde bu mücadelenin devrimle sonuçlanabileceği çıkarımını yapmak başarılı bir tahlil olur mu?
*Yoksa imansızın hakkından geleceğini anlayan dinsiz bu durumdaki zararını minimize etmek için mücadeleyi kaypak bir zemine mi taşır?
*Böylesi sinik ve kaypak bir tavır dinsizin karakteriyle bağdaşır mı?
*Hakkından gelmesi için imansızlardan bile medet uman dinci softaların aksine dinsiz durumunu kabullenip imansızla yüzleşmek gibi delikanlılığa yaraşır bir davranış biçimine girebilir mi?
*Bu durumda öz güveni pekişen dinsizin, imansızın hakkından gelmesi mümkün müdür?
*İmansızın hakkından geldiği takdirde dinsiz, nifakçı ve hizipçi, muhafazakar ve kökten dinci kesime yönelip “elim değmişken şunların hakkından da geleyim” gibilerinden idealist bir davranış biçimi benimseyebilir mi?
*Bu lafın ortaya çıkmasına sebep olan iman sahibi kişilerin davranış biçimi savundukları görüşlerle çelişmez mi?
*Ayıp, yazık ve dahî günah değil midir?
*”Dinsizin hakkından imansız gelir” sözündeki “dinsiz” ve “imansız” arasındaki ilişki “Deli kendinden deliyi görünce sopasını saklarmış” sözündeki “deli” ve “kendinden deli” arasındaki ilişkiye benzer midir?
*Atalarımız neden kendi işlerini kendileri görmek yerine “imansız” ve “kendinden deli” gibi karakterlerden medet umarlar?
*Atalarımızın bu davranış biçimi sahip olduğumuz toplumsal miras açısından düşmanımın düşmanı dostumdur görüşünü meşru bir zemine oturtur mu?
*Yoksa “imansız” ve “kendinden deli” toplumun harcanabilir yada feda edilebilir kesimleri midir?
*”İmansız” ve “kendinden deli” toplumumuzda insani açıdan daha mı değersizdir?
*Eğer öyleyse bu medeni bir topluma yakışır mı?
*Yoksa bizim toplumumuzda medeniyetin M’si bile yok mu?
*Toplumun çoğunluğunu oluşturan ve insani değerlere daha fazla sahip çıkması gereken yoksul kesim M bakımından bile fukara mıdır?
*Yoksa bu onun burjuva özentisi karakterinin ve bireysel kurtuluşu arayan köşe dönmeci zihniyetinin bir ürünü müdür?
*Bunun bir sonu var mıdır?
*Varsa nerededir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder